NURLARIN NEŞRINDE

DIYANETIN BIR TAHKIK HEYETI KURUB,

ASIL NUSHA BELIRLEMESI CAIZ DEGILDIR

 

 

 

1. Hizmet Vakfi resmi sitesinde NURLARI TAHRIFDEN MUHAFAZA için bir tahkik heyetinin kurdulduğunu iddia ediyor :

 

NURLARI bizzat kendileri TAHRIF etmiştir:

 

  • Pekçok Osmanlıca Kelimeler tüm külliyatta SADELEŞTİRİLMİŞ

  • Şualardan 118 sayfa ,  Asa-yı Musadan 25 sayfa ve Kastamonu Lahikasından 4 sayfa ÇIKARTILMIŞ.

  • MEKTUBATA bir cümle Tarihçe-i Hayata bir paragraf ilave edilmiş.

Download
BU Dosya güncelleniyor
Tesbit edilen TAHRİFLER.docx
Microsoft Word Dokument 20.1 KB

 

Bediüzzaman Hz'leri HIÇ BIRŞEYI TESADÜFE BIRAKMAMIŞ ve Neşriyatla ilgili herşeyi HÜVEHÜVESINE kadar TAYIN ETMIŞTIR.  BEDIÜZZAMAN Hz. bu hassas meselelerle ilgili "DOKUNAMAZSINIZ! İLİŞEMEZSİNİZ" DESE ve Diyanete mensub şahıslar veya talebelik iddiasında olanlar ona rağmen ve onun hilafına dokunmuş ve kalem karıştırmış ise o vakit kesin ve kat'i bir TAHRİFTEN Söz edebiliriz...! 

Evet, bazı ibareler belki EDEBİYAT denilen şeye tam muvafık düşmüyormuş. Bunda da isabet var. Çünki EDEBİYAT satılmıyor, Kur'an'dan nurlar gösteriliyor. Bu fakir kardeşiniz bu Sözler'i okuduğum zaman, üstadımı temsil eder bir hâl alıyorum. Tabiratınızla, şivenizle okumak bana o kadar zevkli, lezzetli geliyor ki, tarif edemem. Onun için bir harfe dokunmayı azîm bir günahişliyor telakki ediyorum.

Barla Lahikası ( 62 )

 

Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın وَمَا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلاَّ بِلِسَانِ قَوْمِهِ kavl-i şerifinin îma ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa, "Risale-i Nur", Türkçe'de, lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın hâlis Türkçe olan Risale-i Nur'un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terkedeceklerine dair işaret-i Kur'aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim.

Emirdağ Lahikası-1 ( 99 )

Diyanetin tahkik hey'eti Risaleleri ta'dil edip neşretmiştir. Halbuki yukarda belgelediğimiz gayr-ı münteşir Mektubun nazara verdiği mühim bir Hakikat ve Diyanet hakkında mühim bir NEŞRIAT KAIDESI aynen şöyledir ki:

 

Üstad Hz. Bizzat kendisi Diyanet Riyasetinin Tab edeceği Külliyatı TASHIH edib ONAYLIYOR ve neşri için Diyanet Riyasetine gönderiyor. .ta ki "Diyanetin Hocaları İLİŞEMEZLER"

 

Günümüzde ise Diyanetin "tahkik heyeti" güya ASIL NUSHAYI ONAYLAYIP ENVAR NEŞRIYATA gönderib (Hizmet Vakfı) bu tahrifli nushayı 2015 'den itibaren NEŞRETTIREBILIYOR.

BU KÜSTAHLIĞI KABUL ETMIYORUZ!!! DIYANETIN VE HIZMET VAKFININ TAHKIK HEYETI ASIL NÜSHA BELIRLEYEMEZLER.

 

Gayet kıymetli, fedakâr Nur kahramanı ağabeyimiz Hüsrev Efendi!

   Şimdi beş defadır Diyanet Reisi Nur'dan bir takımı musırrane istedi. Üstad da şiddetli hastalığı içinde tashih edip -şimdilik bitmek üzeredir- 

Emirdağ-2 - 11

 

Diyanet ANCAK BEDIUZZAMAN Hz. gönderdiği TASHIHLI nüshayı ve bizzat ÜSTAD TARAFINDAN yapılan ilaveleri neşredebilir. Bu ilaveler ve tashihler ise yukarıda paylaştığımız gayr-ı münteşir mektubda 9 maddede toplanmıştır. 

Kendisinin HIÇBIR ILAVEYE VEYA EKSILTMEYE SELAHIYETI YOKTUR!

Diyanet Başkanı M.Görmezin NURLARA yazdığı önsöz dahi MÜELLIFIN IZNI VE RIZASI HARICINDE NURLARA BIR  İLİŞEMEKTİR! Elinde asıl nüshalar ve tüm gayr-ı münteşir mektublar olan Hizmet vakfı Üstad Hz. lerinin bu işaret ve ikazını neden GÖRMEZDEN gelir???

 

Kelimelerin SADELEŞTIRILMESI, kitablardan 25-118 sayfanın ÇIKARTILMASI, MEHDIYET HAKIKATININ SANSÜRLENMESI KITABLARA  İLİŞEMEK DEĞILMIDIR HIZMET VAKFINA GÖRE?

 

 

"Risale-i Nur'a  İLİŞMESİNLER, yoksa yakından bekleyen âfetler geleceklerini bilsinler, akıllarını başlarına alsınlar." 

Şualar - 308

 

"Zındıklar Risale-i Nur'a dokunmasınlar ve şakirdlerine İLİŞMESİNLER. Eğer dokunurlarsa ve İLİŞİRLERSE yakınında bekleyen felâketler, onları yüz defa pişman edecek." 

Şualar - 325

 

Bu ehl-i dünya, bu Anadolu halkı Risale-i Nur'a girmeseler de İLİŞMESİNLER. Eğer ilişseler; yakında bekleyen yangınlar, tufanlar, zelzeleler ve taunların istilasına uğrayacaklarını düşünsünler, akıllarını başlarına alsınlar.

Kastamonu - 131

 

"Ehl-i dünya, Risale-i Nur'a İLİŞMESİNLER; ilişirlerse, âfetlerin hücumuna sebeb olurlar." 

Tarihçe-i Hayat - 330